bugün

entry'ler (290)

kültürümüze uygun sigara paketi uyarıları

içme, ananı bacını sikem, içme.
(bkz: swf - çekme çekme)

dünyayı yöneten iki şey

bina ve zina.
yöneteb şeyler, yıkılmasına da sebep olur er geç.
(bkz: gemide)

düğünlerde kız kıza dans eden kezbanlar

lan shakirayla rihanna olsa bu kızlar, ses çıkmaz di mi?
dedirten başlık.

dünya üzerinde en iyi 3 devrimci

izel
çelik
ercan

şeklinde sayabiliriz.

sevişirken fuck me diye bağıran türk kızı

bu benim tivitır taymlaynımdaki kızdır. kız habire ingilizce tivit atıyor,lan yiyosa türkçesini yazsana oraya. yok, o zaman, kaba kaka kız olursun.
misal, dün gece 21 sularında attığı tivit:
"Sonra kendime dedim ki I have fucked up"
yiyosa hayatım sikildi yaz lan oraya.

ayşe deniz karacagil in pkk ye katılması

görüyorum ki burda '98 yıl hapis cezasıyla yargılarsanız dağa çıkar, normaldir' diyen bir insan topluluğu oluşmuş.
gezide kim gerçekten insan haklarının yanındaydı, kim değildi böyle böyle anlaşılacak herhalde.
terörün hiçbir savunması olamaz, hiçbir şekilde.
kırmızı fularlı kızımızın katıldığı ve buradaki birtakım düşüncesizin de katılmasını normal, belki de haklı bulduğu, katil sürüsü örgüt;
tam da bugünün tarihinde, 1987de pınarcık katliamını gerçekleştirmiş bir örgüttür.16sı çocuk 6sı kadın 22 kişiyi öldürmüşlerdir.
biz gezide ölen 15 yaşındaki berkine, 19 yaşındaki ali ismaile içimiz yanarak üzülüyorsak, o kızın bir başka katil sürüsüne katılmasını normal ya da haklı bulmak çarpıklıktan başka bir şey değildir.

yabancı müzik dinleyen kız bakire değildir

şu sıralar 18-24 yaşları arasında olan hiçbir türk kızı bakire değildir o zaman, dedirten tespit.
blue ' lar falan az mı dinlendi?
her şeyi geçtim;
(bkz: foolish casanova)

ben türküm diyen kürt

bana bir sözü hatırlatan kürttür.
"ne mutlu türküm diyene"
ne mutlu onadır ki, o sözdeki türklük kavramının ırkta değil, ulus kavramında yattığının bilincinde olandır.
ırktan yana bir türklükten bahsediyor olunsaydı o söz
"ne mutlu türk olana" şeklinde tarihe geçebilirdi.

ırkçılık saçmalıktır, deliliktir. ama bir millet olmanın insanda hissettirdiği bambaşkadır. görülen o ki, millet tanımı da ırkçılığı yakalım derken kurban oluyor bu topraklarda.
abdde yaşayan bir afrika kökenlinin 'ben amerikanım' demesinde sorun yoktur, fransa'da yaşayan bir siyahinin 'ben fransızım' demesinde de sorun yoktur. ama bu topraklarda kökenine bağlı olmadan türküm demek saçmalıktır,sorundur.

türklere özgü davranışlar

çay önemlidir, çay her yerdedir.
depremden kaçarken çayı unutmamaktır.
http://www.youtube.com/watch?v=X48pjgdHVO8

cenk erdem

pazarlama konusunda bir numaradırlar (bkz: cen+kerdem pazarlama)
pek aşina olmayanların bir kişi sandığı mükemmel ikilidir.
şimdilerde powerfm de program yapıyorlar. ama kanımca en güzel zamanları, sinek tv zamanları ve müebbet muhabbet zamanlarıdır.
yaptıkları geyik muhabbet gözümde geyik muhabbetin kralıdır. değişiktir bu adamlar, incedir ama herkes sevmeyebilir. kıyamet minvalinde gülerken bir arkadaşınıza tavsiye etme düşüncesinde iseniz uyaralım.

bir de şunu fark ettim bu adamların muhabbetine, daha doğrusu düşünce yapısına alışınca siz de inceden bunlar gibi oluyorsunuz. söz oyunları aramalar falan filan.

sinek tvdeki muhabbetlerden biri unutulmazdır kanımca. fulden uras 'ın albümüyle müzik mahkemesinde dalga geçiyorlar. dalga geçmek budur.
(bkz: müzisyen madde)
(bkz: fulden uras olan gönülden de uras olur)

16 gigapixellik istanbul fotoğrafı

1400 fotoğrafın 15.9 gigapixel çözünürlükteki tek bir kare fotoğrafa sığdırılmasıyla oluşturulmuştur.
istanbuldaki Sapphire binasını bilirsiniz, son istanbula gidişimde gram sevmemiştim bu binayı. Bu 1400 fotoğraf Sapphire'dan farklı açılarla çekilmiş.Bunu yapan isim de 360 TR Sistem Yöneticisi-bilişim uzmanı Ahmet Özdemir isimli br şahısmış.Türkiye çapında panaromik fotoğraf-sanal tur hizmeti veriyorlarmış.4 farklı noktadan 7 saatte ayrı açılarla çektiklerini belirtmiş.Gördüğümüz son fotoğraf, Maslak'tab Fatih'e kadar olan 180 derecelik bir açıyı kapsamaktaymış.
Maslaktaki o çirkin yapılardna biri sonunda bi işe yaramış.

sözlük yazarlarının itirazları

itirazım var değişmez yazıma
itirazım var bu dertli şansıma
sevginin sahtesine
hayatın cilvesine
dertlerin böylesine
itirazım var
(bkz: müslüm gürses)

kafasına don geçirmiş terörist

bu ülke kafasına çuval geçirilmiş askerini de gördü, bunun hükümet tarafından sindirilmesini de gördü, asıl bu unutulmasın denecek olay.

cengiz aytmatov

"bir şimşek gibi yaşadın sen. bir defa çaktın ve söndün. şimşeği çaktıran göktür. ve gök ebedidir. işte budur beni teselli eden. bir başka tesellim daha var: insandaki çocuk vicdanı tohumdaki öz gibidir. ve o öz olmadan tohum filizlenmez, gelişmez. yeryüzünde bizi neler beklerde beklesin, insanoğlu doğdukça ve öldükçe, insanoğlu yaşadıkça, hak ve sorumluluk denen şey de var olacaktır"

anlatımı, toprağından olsa gerek asya kokar.bozkır,soğuk,atlar, insanlar. bir şiir gibi geçer romanı.
allah rahmet eylesin.

sözlük yazarlarının itirafları

- 6 yıllık içiciydim, sigarayı şubat ayı itibariyle bıraktım diyorum. şu tarihe kadar 3 dal içtim kendimi tutamayıp o kadağğ.
- sigarayı bırakma sebebim, yani temel sebebi, ne sağlık ne para. annemlerin yüzüne baka baka yalan söylemeye daha fazla dayanamadım. bıraktım biliyorladı kaç yıldır.
- stajdayım, yarına yetiştirmem gereken bi proje var ve bi bok yapamadım daha.
- dün mfö konserindeydim, harikaydı. bu adamlar iyi ki var. niyeyse bu adamların şarkılarını diğer herkesten daha çok bilmek beni sevindirdi. bazen'i söylediler, bi ben eşlik ettim. vurgun yedim'i de bi ben biliyordum en baştan. isteklerim milli park-yalnızlar garı boynu bükük kaldı ama sağolsunlar. on numara beş yıldızdılar.
- eskiden kafamı yorduğum, ciddi anlamda can sıkan şeyleri artık daha az düşündüğümü fark ettim. çünkü harbiden zaman yok. stajdayım ve 9 saat mesaideyim en az, çoğunu da harbiden çalışarak geçiriyorum. trafikti , yoğunluktu eve gel, yemek, az bi dışarı çık falan filan, direk yorgun düşüyosun. bu durum iyi mi kötü mü daha çözemedim.
- uzun süredir sözlükte yoktum. 1-2 haftadır yeniden okumaya ve yazmaya başladım. tanımadığın bi dolu adamlar konuşuyo gibisin burda. bu tuhaf şekilde rahatlatıcı bir şey ya kanımca.

sabah uyanıldığında düşünülen ilk şey

dünkü günden hangi pastalar börekler kaldı lan acaba?
nah kilo veririm amk ben, duba kadar olduk iyice.
büdüt: hocut niye eksiledin ya, canan karatay was here.

uludağ sözlük aşık atışması

sözlükçüler atışmış burada,
sen hele bi dur mavi jojoba!
var fazlasıyla ihtiyaç oylamaya,
pek de sallamaz ulu sözlükçüler.

burda mıdır seri eksi oy veren ibne?
yanlış oylamışın bilader, haydi ikile.
kalmaz kimsenin karması kimseye,
kaliteye pek düşkündür sözlükçüler.

eski köyle yeni tasarım arasında kalınmış,
bugün bilmem kaç başlık açılmış,
kimbilir kaçı gitmiş, kaçı kalmış,
sabırla puan kasar sözlükçüler.

sözüm sana, oy vermeden geçen umarsızım,
kaç gündür entrylerde ışıksızım.
artı oy vermekte epeyce kararsızım,
okumadan geçer zalım sözlükçüler.

sevgili bulamama sebepleri

geçen akşam bizim tayfayla yine bir park gecesi yine bi çekirdek-kola gecesi,aramızdan birinin de doğum günü. üniversitenin bitmesine az kaldı,birimiz bir yaş daha aldı, inceden gelecek planları var herkesin kafasında. muhabbet de zaten o yola doğru akıp gidiyor. ekibin alayının da sevgilisi var, bi ben sap kaldım. neyse.

bu vakte gelene kadar, diğerlerinden farklı olarak kendimi yaklaşık 15 yaşından beri sıradanlık, ortalama hayatlar sürmek, döngünün/sistemin, adı her ne boksa, bir parçası olmak minvalinde buhranlarla donatmış biriydim. o akşam, elemanlardan birinin sorduğu soru, yıllardır benim kafamda gezinen bulutların bir parçasıydı sadece.
"bir insan neden çocuk yapar, ben anlayamıyorum abi "-
"hem de böyle bir ülkeye, böyle bir dünyaya de mi" diye devam ettim ben de. kafamdakileri gösterip elletmedim şeklindeydik o gece.

umut sarıkaya özet geçmiş kanımca, bir düşünmeli der çekilirim.

"Yoldan geçenleri izlerken 'ne çok insan var' diye düşündüm. Hepimiz bir yerlere gidiyoruz, birileriyle konuşuyoruz, çalışıyoruz, dinleniyoruz. Ne kadar çoğuz. Hepimiz ne kadar çok kendimizi önemsiyoruz. Hayallerimiz var. Çok azımız gerçekleştiriyor hayallerini. Uğraşıyoruz yine de. Belli bir yaşa kadar, bir şey olmaya çalışıyoruz. Olamayanlarımız çocuk yapıyor, kendi olamadıklarını, onlar olsun istiyor. Kafamızdaki olmak istediğimiz insan da farklı farklı. Genelde çok zengin olmak istiyoruz.Sıradan olmayı hazmedemiyor yine birçoğumuz.Özel olmalıyız, en azından bir kişi için. Kafasında olmak istediği kişiyi olamamış biri olarak, başka bir olamamış ile ilişkiye giriyoruz. iki sıradan insan, birbirinin ne kadar özel biri olduğunu hatırlatıp duruyor. Aralarından biri hatırlatmayınca ilişkiyi kesip, başka bir sıradana hatırlatması için arayışa giriyor. Uzun süre hatırlatanlar belli bir zaman sonra sıkılıp evleniyor, baktılar ikisi de birbirine bunu hatırlatmaktan sıkılmış, çocuk yapıp onu dünyanın en özeli kılıyorlar. Seçildiği için, annesinin babasının sıradanlığını aşmakla görevlendiriyor. istediği gibi biri olmak yerine anne babasının kafasında olmak istediği ama olamadığı insan olmak zorunda. Hayır demesi neredeyse imkansız. Bu hayır diyemeyenler de büyüyüp çabalıyor, olmuyor, birini buluyor, sıkılıyor, çocuk yapıyor.Bu kısır döngü böyle sürüp gidiyor, gittikçe artıyoruz."

düşündüğüm zaman, ki hayatta en çok kafa yorduğum mevzuydu bu sıradanlık şu günlere kadar, diğerlerinden daha sıradandım. bugüne kadar bana 'özel olduğumu hatırlatan' bir zat olmadı. direndim de denebilir. çoğu arkadaşım sinir bozacak derecede gerçekçi olduğumu söyler, kendimi de başkasını da sıradanlık için kandırmadım hiç.

'özel birisin' ilüzyonundan çok, sıradanlığa dair bir şey aramak sebeplerden olabilir.
---
tipten de kaybediyorum tabi biraz ehe mehe.

yazarların giydiği en eski kıyafet

7 seneyi doldurmak üzere olan gömlek.memur çocuğuyuz lan biz! ehe mehe.

tübitak ın ses kayıtlarını aklama kampanyası

takdir edilesi kampanyadır.aylar sonra böyle bir çaba, bilim durmak bilmiyor. tebrikler tübitak.
(bkz: 5 kavanoz bal 100 lira)